Dadluş mu dadluş: Crayon Pop - Ellin

11 Haziran 2014 Çarşamba


Şimdi gençler şöyle ki benim şu an MBLAQ yazısının yazıyor olmam lazımdı fakat bir türlü yazıya giriş yapamadım. Ve dedim ki kendi kendime ''Ezgicim bu gidişle kafayı yiyeceksin. Kendini rahatlatmak için şöyle acıcık bir şeyler karalayıver bari.''. Karalama konum olarak da Crayon Pop grubundan Ellin'i belirledim. Crayon Pop ile ''Bar Bar Bar'' ve ''Bing Bing'' hariç herhangi bir alakam olmasa da şu kızı acayip seviyorum. O kadar içten ve samimi geliyor ki bana. Bu arada kendisini ''All The K-pop'' programında tanımıştım, Youtube amcanın zoruyla. İvet Youtube'un zoruyla. Çünkü izlediğim her videonun yanında o programı öneri olarak gösteriyordu ve bendeniz de merakımdan açıp izledim vee Ellin'i acayip sevdim. Öyle böyle değil. Şu K-pop aleminde Spica'daki canım ciğerim birtanecik üyelerimden sonra en sevdiğim kız oldu sanırsam kendisi.

İyi de ben bu kızı niye bu kadar çok sevdim?
Öncelikle kızın herhangi bir yapmacıklığı ya da kendini beğenmişliği yok. Sonracığıma... Önce giflerle anlatayım sonra videolarla daha iyi açıklarım efenim.















Tatlışım benim ya ^.^ Tabi kız orada 50 dese kızın üzerine çullancak bütün Kore ''Ohaaa şişkoya bağğğkkk'' diye. Bu kızcağıza olduğundan daha az söyletenler utansın. İnsafsızlar, namıssızlar.










































Açıkçası şu programda kıza davranış şekli yüzünden N'e de gıcık olmuştum. Şimdi yalan yok.

















Üzülme bebikim sen, ben Seung Ho'yla yapacam seni. Bak o en azından doğru düzgün davrandı sana değil mi aşkısı?





































Buradan Ellin'e bir Mustafa Topaloğlu şarkısı armağan ediyorum: Gerizekalı Sevgilim Benim




Tipini ısırırım kızım senin!                 ^.^




Şu tepkiyi neye verdiğini merak eden varsa eğer içinizde hemen söylüyorum: Sunucu Ellin'in lisede çekilmiş bir fotoğrafını bulduklarını söylüyor. 
(O kadar mı kötüydü be bebikim? :(  )







O elinde tuttuğun şey ne bilmiyorum ama iğrenç görünüyor be Ellin'im, cınısı. Gel ben seni burada böreklerle, çöreklerle, keklerle besliyim bak ette alırım sana, ama o şey ne be aşkısı?  :'(










Şimdi siz haklı olarak bu kız hep böyle gerizekalı mı diyorsunuz tabi. Bıyrın efenim:





















Şimdi şu tipe çirkin dersek çarpılırız. O konuda bir anlaşalım.


























































Hadi bu faslı da burada bitirdim. Yine iyisiniz valla. Asdfghj.

Bir de yutupta denk geldiğim ve Ellin aşkımı katlandırarak arttıran videoları paylaşacağım sizlerle.













Son olarak bir şey söyleyip bitireceğim bu yazıyı. Belki A+ 'lar bana kızacaklar fakat ben Seung Ho ve Ellin'i acayip yakıştırıyorum. Öyle böyle değil. Bir aradalarken çok tatlı geliyorlar bana. Bıyrın efenim video ve gif. Ehehehehe. :):):):):)):):):):):):):)):):))))

















Olum yerim lan ben bunları ^.^



Ya ben bunları yazdım iyi güzel hoş da... Bu kız kimdir necidir, bunları unuttum. Bıyrın efem:

Gerçek Adı: Kim Min Young
Sahne adı: Ellin
Doğum tarihi: 2 Nisan 1990
Gruptaki poziyonu: Yardımcı Dansçı, Vokalist
Boyu: 165 cm
Kilosu: 44 kg


Şu yazı var ya şu yazı: Sırf kendi can sıkıntımdan kurtulmak için oluşturduğum bir şeydir kendisi. Peki kurtulabildim mi? Az biraz, evet.

Umarım MBLAQ yazısının girişini bir an önce yapabilirim ve bir an önce yayınlarım o yazıyı da. 
MBLAQ yazısında görüşmek dileğiylen. Hadin kalın sağlıcakla.



-Ezgi

Japon İşi: Rich Man Poor Woman

9 Haziran 2014 Pazartesi



Bu kadan güzel bir diziye ancak bu kadar çirkin bir isim ve bu kadar çirkin bir afiş seçilebilirdi. Kim seçtiyse kendisini ayakta alkışlıyorum. Gerçekten imkansızı başarmış.

Çok atarlı girdim yazıya fakat başka nerede yazabilirdim o üç cümleyi bilmiyorum. 

Efenim ''Rich Man Poor Woman'' benim izlediğim ilk Japon dizisi. Bu ''uzakdoğu'' ortamlarına da biraz geç girdiğim için çok sevdiğim Caponlarımın daha önceden çektiği ve bir çok kişinin favorileri arasında olan ''Hanazakari no Kimitachi e'' ve ''Hana Yori Dango'' benim ikinci ve üçüncü dizilerim olabildiler. Peki ben niye bunu yazdım? Valla bilmiyorum. Kafam çok dağınık bir şekilde yazacağım bu yazıyı, yani ''Biz buraya nasıl geldik? Ne alaka oluuuğğğmm?'' diyebilirsiniz arada önceden uyarımı yapayım.
Diziye dönersek eğer; şimdiye kadar izlediğim dizilerdeki en şirin, en nefret edilesi, en ağzına kürekle vurulası karakterleri içinde bulunduruyor. Bu karakterleri canlandıran oyuncularda; Japon dizisi izlemiş bütün ablalarımın (ve tabii ki benim) favorileri arasında bulunan Shun Oguri, çok tatlı gülen fakat gülmediği zamanlarda ''estetik senin neyine be bacım!'' dedirten Ishihara Satomi, kişiliği hakkında bir bilgim olmayan fakat diziyi izlerken beni sinirimden kudurtan Arata, nasıl bir karakteri canlandırdığını çözemediğim Aibu Saki.

Dizinin konusuna gelirsek:
29 yaşında, 300 milyon yen tutarında olan Next Innovation şirketinin sahibi olan Hyuga Toru esas adamımız. Bir de bu esas adamın kendi serveti 250 milyon yen (yaklaşık 5,147,543.29 Türk lirası yapıyormuş bu meblağ :O). Sonracığıma günlerden bir gün, Hyuga Toru işe alacağı yeni elemanı seçmek için bir seminer düzenler. Ve o seminerde çohoş bir konuşma yapar. Konuşmadan böyle acıcık bir kesit sunacağım sizlere:



Daha sonra, düzenlediği seminerde de böyle hanım hanımcık, şirin mi şirin, hızlı mı hızlı konuşan, arada bir o ağzına kürekle vurmak isteyeceğimiz ''Sawaki Chihiro''yu bir güzel azarlar. Fakat ''Sawaki Chihiro'' durur mu? Asla! Hyuga Toru'nun ağzının payını bir güzel verir.

Hay ağzını öpeyim Sawaki!
Ya da biz ağzının payını verdiğini zannederiz.

''Sawaki Chihiro''yu kapı dışarı ettikten sonra yeni başlayacağı bir projede ''Sawaki Chihiro''nun yardımına ihtiyacı olur ve asıl olay buradan sonra başlar.

Peki, dizinin konusunu anlatırken ''Sawaki Chihiro'' adını hep tırnak içinde belirttim. Neden, mi? Çünkü aslında ana konulardan bir tanesi bu isim.

Efenim, Hyuga Toru çoooooooooooooooooooookkkkkkk göççükken anası tarafından terk ediliyor ve üvey ailesi tarafından bakılıp büyütülüyor. Etrafındaki insanlara da ''Biyolojik ailem önemli değil, onlar sadece gerekli malzemeyi sağladı.'' (asdfgh seviyorum bu adamın repliklerini ya) desede sürekli olarak internette anasının adını arattırıyor, belki bulurum ümidiyle. Anasının adı ise ''Sawaki Chihiro''. Sonracığıma işte bu mal kızımız adının Sawaki Chihiro olduğunu söyleyince de Hyuga der ki, ''He peki. Yüzünü unutsam bile adını unutmayacağım Sawaki.''. Nasıl ama, tam yeşilçam repliği değil mi? İşte dizi de bu ''Sawaki Chihiro'' adının etrafında dönüp dönüp duruyor. (Aslında o kadar da dönmüyor da, neyse...)

HYUGA TORU / OGURI SHUN




Efenim, şu karakter var ya şu karakter... Tam aşık olunası. Valla bak! Şimdiye kadar izlediğim dizilerdeki en dadluş erkek başrollerden birisiydi. Ayrıca Oguri Shun'da bu dadlış karakteri canlandırmada birinci sıramda yer alan Hyun Bin'imle yarışacak düzeydeydi. (O ne biçim cümle lan Ezgi?!) Düşünün yani. Helal kamkime!
Şimdi gençler... Şöyle ki, Hyuga Toru acayip zeki bir insan. Öyle, böyle değil. Ve bu acayip zeki insanın böyle nalet giresice bir hastalığı var: İnsanların isimlerini ve yüzlerini kolay kolay hatırlayamıyor. Öyle ki; anası ve en yakın arkadaşı hariç kimsenin adını bilmiyordu dizi ilk başladığında. Sonra yavaş yavaş öğrettiler kendisine yüzleri ve isimleri. Ayrıca bu hastalığın adına da dizide ''yüz körlüğü'' didiler.
İşte bizim bu dahi Hyuga bir arkadaşıyla beraber ''Next Innovation'' adında bir şirket kuruyor. Bütün seminerleri tek başına düzenliyor falan. Arkadaşı önce kendisi diyor ''çık oraya. tek başına daha iyisin. işte bunun adı karizma.'' vs. vs. Fakat sonradan bu piçerefsiz (piç + şerefsiz = piçerefsiz) Hyuga Toru'nun arkasından öyle bir iş çeviriyor ki sorma gitsin. Cidden sorma ama. Anlatmayacağım çünkünüm. O olayı -spoiler- yazısı altında bile veremem öyle ağır bir spoiler.

Sawaki Chihiro'ya başlarda öyle bir davranıyor ki - Baek Seung Jo'nun Oh Ha Ni'ye davrandığı kadar olmasın- ''Allah belanı versin öküz!'' diyorsunuz. Diyorsunuz demesine de o şekilde davranırken bile çok tatlıydı şerefsiz. ^^




Oguri Shun'nun o möthüş oyunculuğuna değinmeden geçmek istemiyorum. O mimikler, o jestler, o gülüşler, o kızışlar... Sanki her sahneyi gerçekten yaşıyormuş gibiydi. Karakterin o soğuk sevimliliğini vermeyi de çok iyi başardı. ''Öküzüm ama tatlıyım.'' diyen bir karakteri Oguri Shun'dan başkası canlandıramazdı demeye başladım ben bir süre sonra. Zaten bu izlediğimiz Kore dizilerinin bir çoğunun Japon versiyonunda (ki bilirsiniz genelde animelerin ve mangaların ilk Japon dizisi çekilir) rol almış bir oyuncu ve eleştirmenlerin hepiciği Oguri'nin oyunculuğunu başlarının üzerlerinde taşıyorlar. - ''Peki hangi diziler anlatsana biraz...'' diyenlere cevabım da şöyle olacak: Hana Yori Dango (Boys Over Flowers'ın Ji Hoo'su), Hanazakari no Kimitachi e (To the beautiful you'nun Kang Tae Joon'u) gibim. - 
Yani sırf şu Oguri Shun'un o gözzel oyunculuğu için bile izlenir bu dizi. (Aldınız dimi mesajı?)

Bir de bu abimiz (amca olmuş gerçi artık. 32 yaşında kendileri) 2012 yılında manken ve oyuncu olan aplamız Yamada Yu ile evlenmiş. Evlilik resimleri de çok tatlı ırıspıların. 


asyafanatikleri.com 'dan alıntı:
Yönetim kabiliyetlerinden en göze çarpanları büyük sermayeleri şirkete çekmesi ve piyasaya göre uzun vadeli bakış açıları geliştirebilmesidir. Hobi olarak kurduğu web site kolay nakit para çekmesini sağlayarak ve onu milyarder yapmıştır. Herkesin ona parası için yaklaştığını düşünür ve bu yüzden insanlardan nefret eder. Toru, aniden hayatına giren ve kendinden çok farklı olduğu için Sawaki Chihiro’ya karşı bir şeyler beslemeye başlar. 


Oguri Shun'u sevelim sevdirelim. Çok yakışıklı olmasa bile karizması ve oyunculuğuyla hepimizi tavlayabilecek kapasitededir kendisi.












SAWAKI CHIHIRO / ISHIHARA SATOMI



Ağza bak ağza.

Dedim ki, Hyuga Toru karakteri tam aşık olunası. Peki Sawaki Chihiro karakteri? Kimi zaman ''Gıyamam lan ^.^'' kimi zaman ''Allah cezanı vermesin gerizekalı!'' kimi zamansa ''Ne biçim konuşuyon lan sen. Kürek yok mu kürek?!'' diyeceğiniz bir karakterdir kendileri. 
Başından sonuna kadar hep Hyuga Toru'nun yanında olmuş, Hyuga'nın göynünü alabilmek için taaaaaa İçişleri bilmem-nesiyle konuşmuştur.
Hafızası da çok kuvvetli bu ablamızın. Bir gecede öküz kadar bir dosyanın içindeki tüm bilgileri ezberleyebiliyor kendileri. ( O.O )
Efenim ben bu karakteri çok sevdim. Fakaaatttt bu ablamız öyle bir mallık yaptı ki...

GELİYOR, GELİYOR! SPOİLER GELİYOR!

Bak ben uyardım. Sonra ''Yok efendim Ezgi demediydi'' falandı filandı annamam.

Yukarıda anlattığım o seminer olayını hatırlıyorsunuz değil mi? Hatırladın dimi annem? İşte orada ''Adım Sawaki Chihiro'' dediydi ya bu mal... Aslında değil. Gerçek adı Natsui Makoto. Peki bu ablamız niye yalan söyledi? Çünkünüm Hyuga'nın kendisini hatırlamasını istedi. Peki niye ''Sawaki Chihiro''? Çünkünüm Hyuga'nın anasının adı olduğunu biliyordu. Peki nereden biliyordu? Çünkünüm Hyuga'nın anasıyla aynı yerde yaşıyordu.
Tamam, tamam. Bitti. Aç gözünü. 


Yine de bazı sahnelerde (birçok sahnede) çok tatlıydı. Hatta arada ''eneee aynı ben lan hehe'' diyebilirsiniz. Bkz:













asyafanatikleri.com'dan alıntı:
Tokyo Üniversitesi Fen Fakültesinde 4. yılını okuyan bir genç kızdır. Mesleği avcılıktır. Çocukluğundan beri sıkı ve özenli çalışan biri olmuştur ve genelde de aşağı tabakada yaşamıştır. Ancak biraz patavatsız ve utangaçtır. Bu özellikleri yüzünden iş bulması çok zordur ve avcılık mesleğinde başarısız olur. Bir gün Toru’nun şirketinde çalışmaya başlar. Yanında çalışırken onun idealizmini ve yalnızlığını gören Sawaki ona âşık olmaya başlar. 



Gelelim Sawaki Chihiro'cuğumuzun giflerine fotoğraflarına:

















 Kıyamam lan nasıl da seviniyor ^.^










Bence de öyle Sawaki'cim, bence de öyle. 


Şuraya bir dipnot düşeyim: Ben Ishihara Satomi ve Oguri Shun'un gerçek hayattaki uyumunu da çok seviyorum. Shuncuğumun başı bağlı olmasa taaa Caponyalara gider yapardım bunların arasını.


 Bak bak sarılışa bak. Yirim len sizi. ^.^


ASAHINA KOSUKE / ARATA



Tipe bak, tipe. Tipinde meymenet yok. Şu adam ağzıyla kuş tutsa gözüme giremez bu raddeden sonra. Vay insafsız! Vay şerefsiz! Bak sinirlendim yine. cık cık cık. 
Şu karakterin iğrençliğini size anlatamam bile. Ama şöyle söyleyeyim: Şimdiye kadar izlediğiniz dizilerdeki ve filmlerdeki kötü karakterleri gözünüzün önüne getirin ve onların kötülüklerinin seviyelerini toplayıp on ile çarpın. Ahanda bu adamın kötülük seviyesi. O nasıl bir iğrençliktir arkadaş. Senarist ne yaşayıp oluşturdu acaba bu karakteri. Bir de başlarda böyle bir iyi adamı oynamalar falan... Iyyy iğrenç. Cidden iğrenç ama. Öyle böyle değil. Püff! Bak içim daraldı yine.

asyafanatikleri.com'dan alıntı:
Şirketin başkan yardımcısıdır. Tokyo Üniversitesinden mezun olduktan sonra bir telekomünikasyon şirketinde müdür olarak çalışmıştır. Daha sonra kendisinin zıttı olan Hyuga Toru'yla tanışır. Hyuga Toru'nun potansiyelini görünce ona iş teklif etmiş ve birlikte şirket kurmuşlardır. Yumuşak huylu ve sevecendir. Aynı zamanda da sporda çok yeteneklidir. Hyuga'yla çok farklı kişiliklere sahip oldukları için birbirleriyle zıtlaşmazlar. Dahası Asahina, Hyuga'nın fikirlerini somutlaştırır. Aralarında güçlü bir bağ vardır.


ASAHINA YOKO / AIBU SAKI

Asahina Kosuke'nin kız gardaşı olurlar kendileri. İkisinin aynı soydan geldiğine inanmak accık zor. Çünkünüm abisinin tersine bu kızcağız daha iyi bir karakterde. Fakat ben kendisini bir türlü sevemedim. Hani bir insanı sevmezsiniz ama neden sevmediğiniz sorulduğunda da bir şey söyleyemezsiniz ya öyle bir şey.
Tıpkı Sawakiciğimiz gibi bu kızımızda göynünü Hyuga'ya kaptırmıştı başlarda. Fakat ben oldum olası öbür aşçıyla yakıştırdım kendisini. Atışmalarını izlemek çok keyifliydi. Bkz:




asyafanatikleri.com'dan alıntı:
Asahina Kosuke'nin kız kardeşidir. Bir restoranda şeftir. Liseden terk olmasına rağmen mutfak sanatları eğitimi almıştır. Eğitim için California'ya gitmiş ve gelecek vaat eden 100 genç şef arasına girmiştir. Yetenekleri sayesinde Toru’nun şirket binasında açılan yeni restoranında şef olur. Hyuga Toru ile karşılaştığında ise ona âşık olacaktır.


RMPW Gifleri:





















Şu cümle var ya şu cümle... Sawaki'yle beraber benim de ağlayasım geldi bak şincik :(







Efenim, diziye başlayacak olanlara benden bir kaç not:


  1. Adının aksine hiç öyle zengin adam fakir kız aşkını anlatmıyordu dizi. Daha doğrusu, ''aşk'' bu dizinin esas olayı değildi. Yani ''ben romantizm istiyom. hep romantizm sonuna kadar romantizm'' diyen varsa aramızda diziye başlamayı aklından bile geçirmesin yoksa dizi bitince sinir hastası olur.
  2. ''Yok efendim ben merak ettim izlicem'' diyenler içinde dizide gördüğümüz en romantik yerler özel bölümdeydi, bilginize sunulur.
  3. ''Peki bu dizinin asıl olayı ne?'' diyen çok sevdiğim okuyucular: bu dizinin asıl olayı, azim. İvet. Azim, çalışkanlık vs vs (gördüğünüz gibi konuya o kadar uzağım ki kavramları bile bilmiyorum). Diziyi izledikten sonra insana bir çalışma azmi, isteği falan geliyor. (benimki beş dakika içinde geçiyordu gerçi)
  4. Asahina Kosuke'ye sinirlendiğinizde koyunları sayın işe yarar. Test edildi. Onaylandı.
  5. Dizinin onuncu dakikasında giren (hatta bazen iki üç defa diziyi kesen) jeneriği bir süre sonra ezberleyebilirsiniz. ''N'oluyor lan bana?'' diyerek endişelenmenizi gerektirecek bir durum söz konusu değildir.
  6. Bir de bu yazı aslında sadece Oguri Shun yazısı olacaktı. Son anda RMPW oldu. Niye oldu ben de bilmiyorum. İyi mi oldu ki?


Bu yazıyı sonuna kadar okuyan bebiklerim; çooooookkkkkk tişikkir ederim. Dilocuğumun ''Playful Kiss'' yazısının sonunda yazdığı gibi Dilo yaklaşık iki ay sahalardan uzak kalacak. Bu iki ay süresince benimle idare edeceksiniz artık.
Bir de bu yazı benim yazdığım ilk ve son dizi yazısı olma özelliğine sahip. Elimi eteğimi, şöyle acık sürdüm ve şimdi, çekiyorum Dilekcikimin arazisinden. Hadi ben kaçar.


-Ezgi


 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS