Playful Kiss (Bir Güney Kore Drama Klasiği) +Gu Family Book +Inspiring Generation +Empress Ki +Uzun başlık atmak hobim oldu

7 Haziran 2014 Cumartesi

FAKAT ONDAN ÖNCE GU FAMILY BOOK/INSPIRING GENERATION/EMPRESS KI


"Ne öncesi, ne sonrası, ne diyon sen?" dediğinizi duyar gibiyim. Şimdi şöyle arkadaşlar: Playful Kiss dışında hepsi de biraz izleyip bıraktığım diziler olduğundan boşa gitmelerini istemiyorum. Onları da yazmalıyım bence. 

Yazayım de mi? 

Yazsam güzel olur. 

Belki biraz kısa olur ama emek var orada, tabi yazacam.

Kısacası "şo şöyle, bo da böyle"lik bir yazı hazırladım size. Hadi başlayalım!


GU FAMILY BOOK


(İlk beş bölümünü izledim.)

Yılllllaağğğğrrrdır bilmem nerenin neresindeki dağı koruyan bir gumiho vardır. Bu gumiho abimiz etliye sütlüye katiyen karışmaz. Karışacaksa da önce oturur bi' papatya falı bakar: "Bu insancığa yardım edeceğim... Etmeyeceğim... Edeceğim... Etmeyeceğim..." 

Günlerden bir gün bu gumiho abimizin yaşadığı dağın yamacındaki kasabaya (mı desem acaba?) üç zavallı insancık daha getirilir. Bu insancıklardan biri kız, diğeri oğlan olmaz üzere ikisi, babası vatan hainliğiyle suçlanıp idam edilmiş kişilerdir. Üçüncü kişi ise o evin hizmetçisi olan kızdır. Neyse efenim, dolayısıyla kendileri de birer hain sayılırlar ve -şimdi nasıl desem bilemedim- kadınların erkeklere hizmet ettiği (anladınız siz) bir yere satılırlar. Hanım kızımız (hizmetçi değil de diğeri) "Ben oraya girmeğğğğmmm. Adımımı bile atmağğmmmm. Beni ne hallere gark ettiriyorsunuğğğzz? Benim babam hain değil ki zateğğğğnn." diye yırtınır. Bunun üzerine ceza olarak utanç ağacına bağlanır. Sonrası tahmin ettiğiniz gibi ekmek yok, su yok, aklın başına gelene kadar aç kuçular gibi orada kalıp akıllanma aşaması. Açlık yetmezmiş gibi bir de -adından da anlaşılacağı gibi- utanılacak bir şey yaptığı için sabah gelip kızı taşlama merasimi yapıyorlar. Sanki gisaeng evinde (ahan da hatırladım adını) çalışmak çok onurlu bir davranış. 

Şimdi gumiho abimize dönelim. Bu abimiz, bu zavallı kızceğizi ağaca bağlıyken görür ve yardım edip etmeme konusunda çok kararsız kalır. Öyle ki bunu üç gün, üç gece düşünür. Sonra tam yardım edecekken bir de bakar kız yok. 


Bundan sonrası hızlı özet + ağır spoiler gençler: 

Kızı güç bela içeri sokarlar. Sonra başından beri kızda gözü olan, kızın babasının da yok yere idam edilmesine neden olmuş, Allah'ın belası, iğrençlerin iğrenci, şerefsizlerin şerefsizi, Nuri Alço'ların Alço'su o herif gelip kızı yatağıma istiyorum der. Kızın kardeşi ne yapsak ne yaksak diye düşünürken hizmetçiye kıza ablamın yerine geç diye yalvarır. "Ablam önden çıkar, o ara hep beraber kaçarız." planı bu. Çünkü her şey o kadar kolay. Çünkü bunlar Superman, Kedi Kadın, Wonder Woman. Arkadan biraz helyum verince uçuyor bunlar. O kadar zeki ve çevikler. 

Neyse.

Kız önden kaçar. Kardeşi arkasından gelir. Zavallı hizmetçi kız da adamın odasına gitmek zorunda kalır çünküm baş gisaeng hanım olayı çakar. Kızın aslında "o" olmadığı anlaşılır. Aynı süre zarfında kızın ve kardeşinin peşine adam takılmıştır. Oğlan geride kalır. Kız da tam yakalanacakken (ana!) gumiho abimiz kızı kurtarır. Özel güçleriyle peşindekilere çemkirir. Alır bunu gizli yerine götürür. Oğlan yakalanır ve herkesin önünde asılır. Hizmetçi kız da buna dayanamaz ve kendini asar. 

Peki gumiho abimiz neden bu kıza yardım etti? Gumiho abimiz geri zekalı mı? O kadar insan dağda bir gumiho olduğunu öğrendi. Şimdi ne bok yiyecek? Gumiholuğun da bir sınırı var. Ayrıca gumiho abimiz geri zekalı çünkü nereden estiyse gidip bu kıza aşık olmuş. 1000 yıl dağda kalıp "Kadın nedir?" sorusunu kendine soracak kadar lanet gelmiş adama demek ki. Bendeniz Dilek'in vardığı sonuç bu en azından.

Neyse. Kıza evlenme teklif ediyor. Sonra bunlar evleniyor. 














Şimdi şu çifte şöyle alıcı gözüyle bakınca bence yakışıyorlar. Zaten Choi Jin Hyuk tek başına yeter bir şeyin güzel olabilmesi için. :3 

Gumiho abimiz kıza gumiho olduğunu söylemiyor ki korkup kaçmasın. Ayrıca o kız için insan olmaya karar veriyor ki ne kadar zor bir şey; daha başarabilen yokmuş. Gel zaman, git zaman gumihonun insan olmasına on gün kala bişiler bişiler oluyor ve bunlar yakalanıyor. Kız, kocasının gumiho olduğunu öğrendikten sonra ona ihanet ediyor. Kocasının yerini ispikliyor. 




Sonra muhafızlar gumihomuzun ağzına sıçmak üzere yola çıkıyorlar.




Kalleş karı! Kalleşsin! Ulan o adam seni sevmiş o kadar. "Sevemez kimse seni, benim sevdiğim kadar." yetmişliğini bu adam sana söyleseydi bile yeriydi. Ulan var ya kocası gözlerinin önünde ölürken dönüp bakmadı bile! 

Bu ne saçma hayat, bu ne kolpa hayat, bu ne biçim bir yaşam tarzı? 

Of! Çok sinirlendim şu an.

Bu geri zekalı karı sonradan hamile olduğunu öğreniyor ve çocuğu düşürmek için elinden geleni yapıyor ama nafile. Çocuk doğduktan sonra "O kadar da kötü değilmiş yeaaa." moduna girip çocuğu öldürmekten vazgeçiyor, onun yerine suya bırakıyor. 



Kesinlikle kayıp amcamsın.


Çocuğu bir iş adamı alıyor yanına. Ondan sonra işleri açılıyor da açılıyor. Zenginlerin zengini oluyor. Hep o gumiho bebenin şansından. 


Gumiho bebenin büyümüş halini, genç kızların ve ahjummaların sevgilisi Lee Seung Gi; gumihoya umutsuzca aşık olan kızımızı da Miss A'den tanıdığımız Suzy canlandırıyor. 




Suzy'nin karakterine vurulmuş olan genç savaşçı rolünü de "Bak bu rol sana tam oturmuş. Müthiş." dediğim, Shut Up! Flower Boy Band'den tanıdığımız Sung Joon canlandırıyor.



5. bölümden sonra izlemedim çünkü çok sıkıldım amk. Acaba bende mi bir sorun var dediğim zamanlar da oldu. Bunun da çünküsü, herkesin "Çoğğğkkk güzel izleyin." tarzı yorumlar bırakmasıydı. Ne bilem abi, ben sıkıldım valla. Tarihi bir dizi için kıyafetler bile bir felaketti bence. 

Neyse. İzliyorsanız izleyin. Bakın ben karışmıyorum. Zaten sırf o karının kalleşliği anlatmak için yazmışım bu yazıyı, ben de şu an anlıyorum. Ama içimde tutmadığım iyi oldu. Lanet kadın!


Bu çevirmenlerde iş var. Dedeye sahip çıkalım, dedeye. asdfgh Bilmem mesaj yerine ulaştı mı?


OST listesi yapmazsam olmaz:





INSPIRING GENERATOIN


(İlk iki bölümünü izledim.)

"Oradağğğğ, bir Kim Hyun Joong var uzaktağğğ." Hatırlıyor musunuz? Kim Hyun Joong bir zamanlar çiçek çocuktu. Liseli saç stili, kolej bebesi havası vardı. Şimdi ne olmuş lan? Şimdi demir adam olmuş. Bu dizinin adı Inspiring Generation değil bence; bu dizinin adı direkt Kim Hyun Joong. Otur, sırf şu adamı izle. O kadar artık. Oyunculuğunu da geliştirmiş KHJ. Tebrik koyuyorum. (Bütün bunları iki bölümden anladım, evet. asdfghjk)

E bu kadar övdükten sonra adama derler ki "Madem beğendin, neden iki bölümcük izliyorsun? Sen mal mısın?" 

Evet, malım. Çünkü ben, meraklı Melahat, bu dizinin finalinde ne olduğunu öğrendim ve anında "dığğrııı dığğğrııı lanet olsun bu hayat, lanet olsun bu sevgiii" moduna girdim. O kadar iğrenç bir final yaparsanız ben de izlemem karşim. 

Fakat galiba izleyeceğim be. :/ İçimde kaldı çünkü. Bu kadar güzel bir diziyi sırf finali için harcayabilir miyim? Yapabilir misin Dilek? Gönlün razı gelir mi? He?

Ayrıca her ne kadar ben "inspiring cenıreyşın" desem de "inspayring cenıreyşın" demek çok zevkli. Bence dizinin en büyük artılarından biri de adı.

Konusunu da unutmadan yazalım: “Age of Feelings” 1930 yılında Çin, Şangay’da geçiyor. Dizi sevgi, dostluk ve gençlerin vatanseverliğini konu alıyor. Dizide ülkesini ve ailesini koşulsuz seven, Şangay sokaklarının en iyi savaşçısı anlatılıyor. (koreanturk.com'dan alıntıdır.)


Hayırlısı artık. 



OST:


EMPRESS Kİ



Tahmin edin bu 51 bölümlük diziyi kaç bölümünü izleyip bıraktım? Hadi bi' tahmin edin Allah aşkına. Söyleyeyim: Tamı tamına 37 bölümünü izleyip bu diziyi bıraktım. 

Hof ulen! 

Ama acayip sıkıcı olmaya başlamıştı. Oysa ki o son bölümler dizinin pırlantaları, dönüm noktaları olmalıydı. Benim gözümde olamadı.

Bir de ben Ha Ji Won'u Secret Garden'dan beri severim fakket burada öyle çekilmez, öyle gıcık bir karakteri vardı ki isyan ettim artık. Baktım Ha Ji Won'dan soğumaya başladım, diziyi bıraktım. Ha bir de bu karakter (Nyang) başlarda çok "Vay, koçum benim!"lik bir karakterdi. Sonradan çok bozdu bea. -_-

Bir tarihi dizi olarak değerlendirmem gerekirse de ne Saraydaki Mücevher (Dae Jang Geum), Muhteşem Kraliçe (Quenn Seon Deok), Denizler İmparatoru ya da Sarayın Rüzgarı (Lee San) ediyor benim gözümde. Evet, çok güzel bir konusu var dizinin lakin senarist ve yönetmen işi batırmış. Geçmiş ola!

Konusu: Dizi, Cengiz Han'ın kurduğu Yuan Hanedanlığına 37 yıl hükümranlık eden 'Demir Leydi' İmparatoriçe Gi ile ilgilidir.
Goryeo, Kore'de doğan fakat Yuan İmparatorluğunda yaşayan ve imparatoriçe mevkisine yükselen, İmparatoriçe Ki'nin sevgisini ve mücadelesini anlatıyor. (yeppudaa'dan alıntıdır.)






Bazen korkaklığı insanı sinir etse de çok çok sevimliydi. Ekranı mıncırasım geldi bu adamı izlerken be. En çok bu karaktere üzüldüm. Ağladığında içim parçalandı. (Çok güzel, içli içli ağlıyor şirifsiz. :>)
Ji Cahng Wook, Yuan İmparotoru Ta Hwan rolünü gerçekten hakkıyla yaptı. 




Joo Jin Mo'yu da Goryeo Kralı olarak izledik. Nedenini tam olarak kendim de çözememekle birlikte bu karakteri hiç sevmedim/sevemedim cidden.


Bıyıklı haline kurban olurum. Bıyık bir insana ancak bu kadar yakışır. Bak bir de Koreli erkeklere yakışmıyor normalde ama bu adamda harika durmamış mı ya?
Bıyıklı haliyle bıyıksız hali arasında dağlar kadar karizma farkı var.





Hay ben böyle aşkın ıstırabını... Yettiniz gari! 
Sen de kimi sevdiğine bi' karar ver be kadın. Tamam, durumunu biliyoruz da iki tarafa da bu kadar oynanmaz ki.




Karakteri bırak, direkt Kim Suh Hyung'un asaletine hayranım ben. İmparatoriçe Dowager'i de çok güzel canlandırdı, bravo. Gülüşünü görünce Denizler İmparatoru'ndaki karakteri aklıma geldi, dedim "Hiç değişmemişsin be yaşlı kurt."




O güzel yüzüne bakınca böylesine kötü bir karakteri canlandırabileceğini düşünemiyor insan. Tanashiri nerede, Baek Jin Hee nerede... 
En İyi Çaylak Kadın Oyuncu ödülüne adaydı bir ara, sonra ne oldu bilmiyorum. Umarım kazanmıştır. Hak ediyordu çünkü.


  • Ha Ji Won'dan ayrıca hiç bahsetmediğimi fark ettim. Oysa ki başrol amk. asdfghj Nyse efenim. Ha Ji Won artık aksiyonların kadını olmuş. Nerede bir dövüş sahnesi, orada bir Ha Ji Won. Kendisine çok özeniyorum. Maşallahı var kadının. Böylesine güçlü bir karakteri de güzel canlandırdı doğrusu. Ailecek beğeniyoruz.


Dizide çalan her şarkı şahaneydi. Üşenmeyin, oturup dinleyin:


İlk bölümünü izleyip bıraktığım diziler de var: Padam Padam, Capital Scandal, I Hear Your Voice. Boş vaktim olursa ilk ikisine devam etmeyi düşünüyorum.



PLAYFUL KISS


Adı: Playful Kiss/Naughty Kiss/Mischievous Kiss
Tür: Romantik, komedi
Bölüm sayısı: 20
Yapım yılı: 2010


Konusu: Oh Ha Ni, mükemmelliyetçi Baek Seung Jo'ya aşık olan beceriksiz bir öğrencidir. 
Bununla birlikte, Seung Jo ona karşı kayıtsızdır ve aşkını ret eder. 
Ha Ni'nin evi çökünce, o ve babası, eski bir arkadaşının evine taşınır. 
Babasının arkadaşının oğlu Seung Jo'dan başkası değildir ve Ha Ni sevdiği erkeğin yanında olma fırsatını elde etmiştir. 
Acaba Ha Ni, Seung Jo'nun kalbini çalabilecek mi? 
(yeppudaa'dan alıntıdır.)



Şu diziyi birkaç cümle ile tanımla deseniz:

Süründüren dizi.

Allah'ın belası dizi.

Amk bu ne biçim dizi?

derim.

Ama ayrıntılı tanımlar istiyorsanız şöyle efenim:

Romantik dizi kategorisinde olmasına rağmen romantik sahneleri bir elin parmağını geçmeyen dizi.

Çoğu kişinin "Ay izle izle, kesin izle bunu!" diziler kategorisine koyduğu, k-drama bloglarında tıklanma rekorları kırarak Boys Over Flowers ile yarışan, hatta ve hatta Facebook'ta halen etkin bir hayran sayfası olan dizi.

Ne yazık ki yukarıda yazdığım kadar abartılacak bir yanı olmayan dizi. (Oysa ki ilk bir iki bölümü çok güzeldi. Sonrası tırt.)

Kim Hyun Joong'un havalı, tüm kızların peşinden koştuğu, kendini beğenmiş liseli çocuk tiplemesi ile Jung So Min'in aşk aptalı, beceriksiz karakteri üzerine kurulmuş dizi.

derim.


Karakterler/Oyuncular


  • Baek Seung Jo (Kim Hyun Joong)












"Vay kazma vay! Vay dallama vay! Ağaçtan kesilmiş taze odun. Buzdolabı. Kendini beğenmiş. Kütük! Hıyar! Göt!"

Bunlar, diziyi izlerken Baek Seung Jo için kullandığım genel terimler. Hepsini de sonuna kadar hak etti öküz. -_- Öküz, öküz olmasına da öküzlerin en yağuşuklusu, en zekisi, en karizmatiği. Kızların hepsi ona tav olmuş durumda. (Not: O kızlara yazık valla.)

Bölümlerce, askerdeki yarimi bekler gibi Baek Seung Jo'nun aşkını Oh Ha Ni'ye itiraf etmesini bekledim. Ama uzun bir süre gördüğüm tek şey kapı gibi bir "Daha çok beklersin. Nah sana itiraf. Nah sana romantik sahneler." idi. Bi' kere Oh Ha Ni'ye aşık mı onu bile çakamadım. Vay anasını sayın seyirciler! Bunun nedeni -şimdi ağzımı bozacağım- Oh Ha Ni'yi sürekli itin götüne sokması olabilir. Oh Ha Ni'yi aşağılamak eğlencesi olmuş artık bu hıyarın. Kıza ağzına geleni söylüyor. (Oh Ha Ni için favori tanım kelimeleri "aptal" ve türevlerinden oluşmakta.) Hatta herkese karşı öyle. Asla karşısındaki incinmiş mi, üzülmüş mü dönüp bakmıyor. Bazen o güzel, Allah vergisi ağzını yüzünü kırmak istedim cidden. Ama böyle Allah'ın belası bir karakter olmasına rağmen gelin görün ki Kim Hyun Joong bebesi oynadığı için insan bir türlü nefret edemiyor şu karakterden. Sevmekle sövmek arasında gidip geldiğim yegane karakter sanırım. 




Stilistlerin "Bu çocuğun saçlarını nasıl mahvedebiliriz?" adlı çalışması. 
Bir iki bölüm sonra toparladılar Allah'tan.


Baek Seung Jo'nun içine kapanık, aşkını kolay kolay itiraf etmeyecek bir karakter olduğunu biliyordum da dizinin sonuna kadar bekleyeceğini de tahmin etmiyordum hani. (Şuncacık romantik dizide görebildiğimiz tek aşk, Ha Ni'nin Seung Jo'ya olan karşılıksız aşkıydı be.)

Tamam, son iki bölüm Baek Seung Jo'nun (bayağı bayağı) derinlerde kalmış romantizm anlayışı ucundan kendini gösterdi, tamam. Hadi yine iyiyiz. Buna da şükür yarabbim!

Bir de başımıza Baek Seung Jo Günlükleri diye bir şey çıktı. Dizi bittikten sonra yayınlanmış. Olaylar, Baek seung Jo'nun bakış açısından anlatılıyor. Orada bu geri zekalı (200 IQ'lu bir karaktere geri zekalı demek ne kadar doğruysa artık) diyor ki anam olmasaydı ben çoktağğğnnn Ha Ni'ye olan duygularımı itiraf etmiştim. He anam he. Öyle bir niyetin olaydı önce biz anlardık. Sen kimi kekliyorsun? Sen kimlen kim oluyon hödük? -_-


Parmak bastım: Biraz da Kim Hyun Joong'un oyunculuğundan bahsedelim. Yok öyle bir şey, neyden bahsedeceğiz? Oyunculuk moyunculuk yoktu. Rol yaparken bir tanecik mimiği bile oynamadı adamın. Hep aynı buruşuk yüz ifadesiyle gezdi. Adam resmen gülmeyi unuttu lan dizide. -_- Ama KHJ'un da bir suçu yok. Böyle sıradan bir karaktere, böyle sıradan bir oyunculuk... İsabet olmuş. (Inspiring Genaration'a kadar hep böyle dizilerde harcandın ya çok üzülüyorum ben buna, biliyon mu annem?)


Bir de bu adama gülümsemeyi unutturanlara ne demeli? Olum bu adamın gizli silahı, öldürücü kartı "gülümsemek" lan. "Gülümseme olayına yepyeni bir boyu kazandırmış bu insanın yüzünü neden hiç güldürmediniz ibneler?" diye de sorarım. Atara atar, gidere gider... Ama şunu da söylemem lazım: Kim Hyun Joong arızalı, soğuk, melankolik tipleri süper oynuyor, bi' de o var. Yine de arada sırada gülse güzel olur. Olum çok güzel gülüyor lan...

  • Oh Ha Ni (Jung So Min)














Şimdi accık Baek Seung Jo gibi konuşmuş olacağım ama dizilerde en en en sevmediğim ana kadın karakter tipi kesinlikle aptal olandır. Diğer karakterler -kadın-erkek hiç fark etmez- aptal olabilirler. O olur bak. Eğlenceli de oluyor. Ama esas kız olamaz. Olamaz arkadaş! Sevmiyorum sevmiyorum sevmiyorum... Ben esas kızları her şeyleriyle sevmek isterim bi' kere. Oh Ha Ni'yi sevdiğim gibi öyle ucundan kıyısından sevince olmuyor. 

Seung Jo'nun her defasında ret etmesine, herkesin içinde rezil etmesine, aşağılamalarına rağmen yine de onun aşkıyla deliren bir kızcağız Oh Ha Ni. "Aşkta gurur olmuyor." düşüncesini kafama iyice yerleştirdi Oh Ha Ni. Ne şapşal karaktersin Oh Ha Ni. Allah belanı vermesin Oh Ha Ni.






Başlarda çok sevimli gelmişti aslında. Sonra sevimli değil, aptal olduğunu fark ettim. 





Enteresan mutlulukları vardı. Güldürdü valla. asdfghj


Yine de mıç mıç, yapışkan bir karakter olmasaydı daha fazla sevebilirdim. 




Fakat hiç mi övülecek bir yanı yok bu kızın? Bence çok önemli, herkeste olmayan harika bir özelliği var: O bir Nuh'un Salyangozu! O bir ayaklı azim! Kalıbımı basıyorum; azimli olma konusunda kimse bu kızla yarışamaz. Zaten azmetti okulda ilk 50'ye girdi, azmetti üniversiteyi kazandı, azmetti filinta gibi çocuğa yüzüğü taktı, ulan azmetti ve hemşire oldu! Vay anasını! Oh Ha Ni'deki azim bende olsaydı şu anda bu yazıyı yazmak yerine oturmuş Matematik sorusu çözüyor olurdum. Ama gördüğünüz gibi azim ve ben ayrı dünyaların insanlarıyız.




Böyle sahnelerde herkes bir Oh Ha Ni olmak istedi, biliyorum:

Çok kıskandınız di mi lan? ehuhehe



Şu hallerine ayrı bi' güldüm. Manyak. asdfghjkl



Aşkından aptallaşmış olsa da bazen çok mantıklı konuşuyordu.

Ama bazen. -_-

Zaten iki cümlesinden biri Baek Seung Jo'ydu. Böyle güzel cümleler kurmaya pek fırsat bulamaması normal.

Şu an biraz düşündüm de salaktı, biraz (Bana"Allah belanı versin, yeter!" dedirtecek kadar biraz) da gurursuzdu falan ama tatlı kızdı. Yine de bir düşünün şu kızın yerinde bir Türk kızının olduğunu; tripler, tavırlar havada uçuşurdu la. Bkz: "Sen bna aptl mı ddin? Bi dha bnle knşma! İyi gcler."


YİNE SİZE BİR NOT YAZDIM: Bir de bu şapşaloz Seung Jo için hemşire olmak istiyordu. Seung Jo doktor olacakmış, o da hemşire. Allah belayanı vermesin. En azından mesleğini Seung Jo'ya göre belirleme lan. Kızın bütün hayalleri Baek Seung Jo'nun üzerinden yürüyordu. Yiter yani! İnsaf! Kendisi de kabul ediyordu zaten: "Hayallerim çok basit ve sıkıcı. Hayallerimin merkezine Baek Seung Jo'yu koyuyorum. Var olma nedenim sadece sensin, ben diye bir şey yok." -> Sana Seung Jo'dan gelen her soğuk hava dalgası müstehak.


  • Baek Seung Jo'nun annesi - Hwang Geum Hee (Jung Hye Young)
 

Aboneyimm aboneee. Biletleriğğğ cebimde. Ballı lokma tatlısığ. Aman hadi hayırlısığğğ. 

Şu teyzenin abonesiyim. En büyük hayranıyım. Teyze senin ağzını yüzünü yerim ya. Ne kadar da tatlış bir şeysin sen öyle, aman yarabbi! Hem dizideki karakterini hem de kendisini seviyorum bu teyzenin.

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki anasıyla oğlunun kişilik yönünden hiçbir alakası yok. Baek Seung Jo'nun aksine konuşkan, sıcakkanlı, aşırı sempatik biri. Bazen de çocuk gibi. Çok tatlı gerçekten. :3 Hep bir kız çocuğu olmasını istemiş ama ola ola iki tane oğlu olmuş bu teyzenin. Bu nedenle Oh Ha Ni, onların evine taşındığında çok mutlu oluyor. Bir kız annesinin yapabileceği her şeyi yapıyor; girebileceği her türlü muhabbete giriyor. Çilekli don hastası! Ha Ni'nin çiçekli, kebelekli iç çamaşırlarını bile seviyor. Bir kız çocuğuna o kadar hasret kalmış yani. 

Aynı zamanda Oh Ha Ni ve Baek seung Jo ikilisinin en büyük destekçisi. Tıpkı tencere-kapak gibi onların birbirleri için yaratıldığını düşünüyor. Oh Ha Ni'yi o kadar seviyor ki bir ara oğlunu evlatlıktan ret edip, Ha Ni'yi nüfusuna geçirecek sandım. Vay vay vay! Nerede görülmüş böyle kaynana? Hele de Güney Kore dramalarında. Bizim gördüğümüz anneler tam anlamıyla çirkefti. Değil miydi ama? Açıklayayım:

Dizilerdeki "esas kız" kısmısını yok etmek için programlanıp, geçmişten günümüze gelmiş kurmalı bir robot cinsidir bunlar. Ördinaryüs seviyesindeki "kaynanatör" örneklerini ise şu dizilerde görebilirsiniz: Boys Over Flowers, Secret Garden, Emergency Man and Woman...

NOTUMU DA KOYARIM: Kaynanatörler, gönderme yapılan terminatörü tek bir para hamlesiyle devirecek kadar zengin olurlar genelde. 

"Çekil şu çocukların arasından be kadın! Ana falan dinlemem, söverim!"dir onlar. 

"Kurtar şu çocukları Brownie abi!" cümlesindeki sövülen öznedirler.

Dizileri bırakıp gerçek dünyaya da şöyle bir bakınca gelinlerin illallah ettikleri bir tür olduklarını söyleyebilirim sanırım. Özellikle de görümcetör ile birlikte gelen versiyonu için "Düşman başına!" dendiğine bizzat şahit oldum. Hayat...  (Ha eli öpülesi olanlar da vardır, onu bilemem.) 

 De bu teyzeciğim öyle mi hiç? :> Senin! ağzınıı yerim ben. Bu zamana kadar nereleğğrdeydin sennn? Güney Kore dizilerinde ilk defa böyle bir anne modeli gördüğüm için şok geçirdiğimi itiraf etmeliyim. Eli öpülesi bir kaynanadır efenim. "Çok sever, sayarım." demem için oluşturulmuş karakter resmen. 



Kılık değiştirmeyi de hiç beceremiyordu. Allam ne güldüm. asdfghj




Canını yidğimin fotoğraflarından da accık koyayım şuraya şöyle:







Yeri gelmişken bu Mario kılıklı amcadan da bahsetmek istiyorum. Evet, bu tontiş amcamız Seung Jo'nun babası oluyor. O da çok tatlış biri. Tam böyle eve alıp beslemelik. ^^ asdfgh
Sonra... Bir düşüneyim başka ne diyebiliriz bu amcayla ilgili... Başka... Başka... Bu da böyle bir anımdı. 
(Amcanın fotoğraftaki yüz ifadesi fazla reel. asdfgh)



  • Bong Joon Gu (Lee Tae Sung)



Rooftop Prince izlemiş miydiniz? Hani orada "Lanet gelsin sana!"lık bir kuzen vardı. Hatırladınız mı la? Heh işte o envai çeşit hain planlar yapan gıcık kuzen, burada aptalusların bir türü olarak karşımıza çıkıyor efenim: aşk aptalı. Bu çıcık Oh Ha Ni'yi sever; Oh Ha Ni, Baek seung Jo'yu sever; Baek Seung Jo kendini sever. Hayat çok acımasız. 

Başlarda "Iyyyy bu ne aptallık." diye yüzümü buruştururken, sonradan çok sevdiğim bir karakter oldu. Böylesine kerizekalı bir karakteri nasıl sevdiğimi anlatamam sanırım. Anlatılmaz, yaşanır. 



Baek Seung Jo'nun anasını oynayan teyzenin ve Lee Tae Sung'un oyunculuğuna hayran oldum. Bence şu gıcık dizide gerçekten oyunculuğunu görebildiğimiz yegane iki kişi de onlardı. Bu seferki "pörfekt oyunculuk performansı" ödülümü bu iki oyuncu arasında paylaştırıyorum. Hade hayırlı olsun.

Bir de bu abinin Oh Ha Ni'ye ithafen söylediği şöyle bir söz vardır: "Ne zaman gelirsen gel ben senin evinim." -> Fakat çok etkilendim be. Karakteri sevme nedenlerimden sadece biridir.


  • Yoon He Ra (Lee Si Young)













Peki bu sıfatsızı hatırladınız mı? Hani Boys Over Flovers'dan. Hani Geum Jan Di'ye iftira atıp Gu Jun Pyo'yu elde etmeye çalışan köpek. Burada da böğğğğkkk bir karakteri var. Gelin biz ona Baek Seung Jo'nun kız versiyonu diyelim. İt iti çekiyor demek ki Seung Jo'ya aşık oluyor bu da. 

Aman çok gıcık be, anlatmak istemiyorum valla. Hae Ra'yı Allah yarrattı deme, böyle al vur yerden yere. "Iyh bi' çekil git allasen" demekten dilim damağım kurudu diziyi izlerken. Evet, çok zor görünüyor ama Ha Ni'den daha yapışkan olmayı başardı. Ha Ni, yanında halt etmiş.

NOT: Yukarıdaki fotoğraf ilk bölümden. Bi' ilk bölümde güzeldi zaten. Sonradan mahvettiler tipini. 



  • Baek Eun Jo (Choi Won Hong)












Baek Seung Jo'nun gardaşı olur. Kişilik yönünden Baek Seung Jo'nun bir alt modelidir diyebiliriz. 

Diğer karakterler:

Oh Kyung Soo: Baek Soo Chang 

Kang Nam Gil: Oh Ki Dong 

Hong Yoon Hwa: Jung Joo Ri 

Yoon Seung Ah: Go Min Ah 


NOTLAR:


  • Dizi bittikten sonra devam niteliğinde olan 7 bölüm yayınlamışlar. "Azıcık da olsa Baek Seung Jo'nun romantik olduğunu göreydik..." diye içerlediyseniz izleyebilirsiniz. Her bölüm 30 saniye kadar romantik oluyor desek... Hımm... O kadar kalaslığını gördükten sonra size yeter de artar bile.
  • Ne yapıyorsunuz? Her bölümü bitirdikten sonra Baek Seung Jo Günlükleri'nden bir bölüm okumak için ışık hızıyla yardırıyorsunuz. Şiddetle tavsiye ediyorum. Ben diziyi bitirdikten sonra okudum ama "pehhh" tarzı bir etkisi oldu. Dediğim gibi ayaparsanız inanıyorum ki dizi de daha eğlenceli ve -bence- çekilir olur.
  • Bir insan yedisinde neyse yetmişinde de o olur. Baek Seung Jo evlendikten sonra bile kazmaydı bence. Hatta düğünden sonra "Şaka yaptım sizi kandırdım." falan diyecek diye bekledim. asdfghj Allah'tan öyle bir şey olmadı. Çıldırma sebebim olurdu çünkünüm.
  • Animesinin (İtazura Na Kiss) kat kat güzel olduğunu söyleyen tonlarca kişi gördüm. Hatta bazıları animeyi izlerken gülmekten sürünmüş. Biz öyle duyduk... 
  • Böyle şapşalca bir konuyu kanlı canlı insanlarda izleyince güzel olmuyor sanırım.
  • Bi' de spoiler basayım: Animenin sonunda bunların kızı oluyormuş. Çok çok şeker. :> 
  • Benim gibi kendince aklı başında, okulu, girmesi gereken bissürüüü sınavı olan insanların neden bu diziyi izlediğine de anlam veremiyorum o da ayrı mesele. Allah beni de kahretsin. 
  • Balarda çok komikti bu dizi. Hatta "Niye bu dziye başlamadım daha önce beh?" diye kendime işkence ediyordum. Sonra neden böyle oldu anlamadım. Zalımsın dünya.
  • Israrla Güney Kore klasiklerinden izlemek istiyorum diyorsanız bu diziyi izleyebilirsiniz. Yine de ben tavsiye etmiyorum. İzlenecek klasikler listenizde sona atsanız da sorun olmaz. (Tabi bunların hepsi "bence". Çünkü çok seven de var.)
  • Dizideki güzel şeylerden biri de ayıcıklardı.





  • Sofra bezinden bozma pijamaları da pek hoştu. asdfghjk



Şöyle sevdiğim fotoğrafları ve gifleri üzerinize fırlatıp ufaktan uzasam mı ne diyonuz?









OST:


Gençler ben gidiyom lan. He valla gideyom. İki ay kadar buralarda yokum. Ağustos'un 10'unda falan geri döneceğim. Hatta yarın gidiyorum. Yorum yaparsanız cevap veremeyeceğim, affedersiniz. Ama bu "Amann gider ayak şunu da yazayım, hof, tırt."lık yazımı okuduğunuz için hepinize çok teşekkürler. Size seviyorum. <3

Yooooo, ağlamıyorum. Suho gibi gözlerimden terliyorum sadece.

Neyse, blog Ezgö'ye emanet. Onunla Patlayan Genç dinleyip koparsınız artık. 

Beni unutmayın, döndüğümde ağzınıza sıçarım bak.



Hadi Allah'a ısmarladık. Ben kaçtım.





-Dilek



9 yorum:

  1. DİLEĞĞĞK GİTME! GİTTİ Mİ? GİTMEYEYDİ İYİYDİ.Yine güzel yazmışsın tebrik ederim (gelince görürsün artık asdfgh).İzleyip okul olduğundan bırakmak zorunda kaldığım dizilerdendir 6. bölümde kaldım inş. bu yaz devam edicem (The Heirs tede 11. bölümde kaldım yazık bana qasdfghjk) Kim Hyun Joong ilk oppamdır yeri bnde çok ayrı hala da çok severim sesine öldüğüm <3 Ama dizide ağzını burnunu kırasım geldi bi insan bu kadar odun olamaz yok yani olamaz ama Kim Hyun Joong olunca insan bunları bn nasıl söyledim oluyo.Oh Ha Ni nin yapışkanlığı gerçekten çok sinir bozucuydu insanda az gurur olur ya ama sarıldığında beake insan kıskanmıyo da değil acıkçası.Ama kıza helal olsun daş gibi oğlanı gaptı kariyerde yaptı büyüksün Ha Ni :D Yazı için teşekkürler :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özücüm Dilo yorumun için çoooooooooookkkkkk tişikkir ediyor, dönünce sana cevap yazacağının haberini vermemi de istiyoorr :D - Ezgi

      Sil
  2. Biliyor musunuz? Empress Ki ile ilgili yazdıklarınız okurken ben de daha fazla okumayamadım ve bıraktım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşlanmadıysan okumayı bırakman en mantıklısı, iyi yapmışsın.
      Merak ediyorum, tam olarak neyi beğenmedin?

      Sil
    2. Dizi hakkında çok sıkıcı demişsiniz. Benim en sevdiğim ve en beğendiğim diziydi. Ayrıca Ji Chang Wook'uma şirifsiz yazmışsınız ki kibar bile yazsanız yine de ben hiç bir Koreliye öyle laflar edilmesini istemiyorum. Başka da yok.

      Sil
    3. "Dizi çok sıkıcı, ay ölüyorum, kurtarın." tarzında bir şey yazmadım. İlk 37 bölümünü izledim ve güzeldi ama daha sonra sıkılmaya başladım. Bu, tamamen benim düşüncem, benim zevkim.
      Ji Chang Wook ve Baek Jin Hee dizide en beğendiğim oyunculardı. "Şirifsiz" diyerek Ji Chang Wook'a hakaret etmedim. Aksine bunu bir sevgi sözcüğü olarak kullandım.
      Başka da yok.

      Sil
    4. Anladım, teşekkür ederim. :)

      Sil
  3. playful kiss hakkında senin düşüncelerin ama bence diziye bu kadar hakaret etmen hoş değil hem çocuk eğer izledi isen kıza seni seviyorum dedi özel bölümleri de vardı 7 tane orada en azından romantiklik vardı.Bence diyorum biliyorum bana göre o da sana göre ama bu kadar da kötü yorumu haketmiyor

    YanıtlaSil

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS